Hangimiz bildik ki eskilerin kıymetini?
Eski bakır tencerelerin ?
Bembeyaz patiskalara geçirilen dantellerin, kanaviçelerin?
İncecik porselen fincanlarda seremoniyle ikram edilen kahvelerin?
Vaktimiz yok artık, bakır tencerelerde ağır ağır bol kepçe, kalabalık aileler için yemekler pişirmeye.
Tahammülümüz yok artık patiskaları kaynatmaya, kolalayıp ütülemeye.
Tahammülümüz yok artık patiskaları kaynatmaya, kolalayıp ütülemeye.
Burun kıvırdık annelerimizin bin bir özenle çeyizlik hazırladığı dantellere.
Vaktimiz yok arkadaşlarımızla içilen bir fincan kahveye.
Hayat başka yerlere akıyor. Gençlikte o kadar hızlı aktı ki, durup düşünemedik bile.....
Şimdi ise peşine düştük bakır tencerelerin ,emayelerin, dantellerin, kulpu kopmuş fincanların.
Hiç kıymetini bilemedik ,eski teneke kutularda kendi kendine büyüyen reyhanların, sardunyaların, mis kokulu karanfillerin.
Kırlardan, yol kenarlarından toplayıp sıradan bir su bardağına koyduğumuz çiçeklerin.
Çat kapı gelen komşuyla mutfakta içilen kahvenin samimiyeti ne çabuk kaybettik?
Bu eski emaye çaydanlıktaki çiçekler bana bunları çağrıştırdı.
Peki size ?
Size neler çağrıştırdı.
Hoşçakalın.
26 yorum:
Ne güzel anlatmışsın... Gerçekten de öyle, sonradan kıymetli oldu bir çok şey. Belkide büyüdük ondan..
en çok çat kapı kahve içmeye gelen komşuları kaybettiğimize üzülüyorum...
Ve o kırk yıllık hatırlara sahip fincana bayıldım, benim olsun istedim bir an ;)
sevgili dolunay
o kadar guzel anlatmisinki,,kimseye pek soz kalmadi bence:)
simdi yasadigim yerde ..bunlarin degerini daha cok anliyorum
eski ozlenirmi cok ozluyorum...
hele 6 kisilik o miniik cekirdek ailemi dahada cok ozluyorum
sanki bi degnek vurdu..darmadagin olduk..
herkez ayri bir yerde,,ayri yasamlarrrr
neyse bir soyle bin ah isit oldu:)
bayildim isinize,,cerceveye,,anilara
sevgiler uzaklardan
Elinize sağlık, kitap çıkalı çok olmadı ne çabuk işlemişsiniz hayranım hızınıza, Veronique Enginger'den yine güzel şemalarla dolu bir kitap, bir süre önce benim kitaplığımda da yerini aldı, bu desen de en güzeller arasında, iyi günlerde kullanın... eskilerin ne denli güzel olduğu tartışmasız, ben de çok seviyorum ve aile yadigarlarına gözüm gibi bakıyorum :)
offf....nerelere gittim kaleminize,ellerinize sağlık sevgiler..GÜRŞEN
Bana anneannemin evini hatırlattı. Nasıl huzur bulurdum yastığa başımı koyduğum zaman. Küçüktüm o zamanlar, annemle babamın işleri sebebi ile 5 yaşıma kadar anneannemde kaldım. Nasıl severdim sobada kaynayan ıhlamurun çıkardığı sesi, kokusunu, sobanın üstüne tıs tıs diye kaynadıkça damlayışını. Emaye kapları vardı. Çiçeklilerdi. Onları da hatırladım. Süper hatıralar. İçim bir hoş oldu. Çok güzel samimi sıcacık şeyler. Sizin de ellerinize sağlık. Nasıl anlamlı bir iş olmuş. İnsan baktıkça anılarında kaybolur. :)
Dolunay ablacim agzina fikrine saglik cok derinden bir ic cektim aynen tamda yazdigin gibi hersey.... Panodaki cicekleri isleyen ellerine saglik bayildim.
Çatlamış cam demliğimden yaptığım kuru güllerle süslü vazomu, boyunlarını büktüklerinde dallarından kopardığıma üzüldüğüm çiçekleri hatırlattı...
İşleme çok güzel, ben de yeni yeni merak sardım; ama zor görünüyor...
Geç de olsa kıymet anlamak çok güzel... O sınıfa girsem de, buna da şükür diyorum. Yaş 25, çok geç olmamıştır umarım...
Sevgiler...
Sevgili Dolunay hanımcığım ben de zaman zaman gençliğimin çok çabuk gidiverdiğini hissediyorum. O kadar çok koşturuyor ve o kadar çok işle aynı anda meşgul oluyordum ki tek çocuğumun büyüdüğünü bile hissedemedim. hobilerime değil zaman ayırmak nelerden hoşlandığımı bile bilmiyordum. Şimdi eski teneke kutular emayeler bana da o günleri çağrıştırıyor ...
Kaleminize sağlık çok güzel anlatmışsınız.
Kaneviçe konusunda ise artık size hayranlığı ifade edebilecek söz bulamıyorum ...
Sevgilerimle!
Ahh Dolunay abla ne güzel yazmışsın, çocukluğuma gittim:)Okuldan gelmişim, evde anne poğaçası pişmiş sıcak sıcak, üzerimde annemin ördüğü yün yelek:)))çok özledim, zaman ne çabuk geçiyor...
Canımcım
kocaman yüreğine sağlık iyi ki varsın hayatımda
aytaçgillerin melek
Aşure yapıyorum ben, üşenmeden zevkle, büyük bir hevesle, saatlerce uğraşarak, her muharrem ayında en az üç keredir aşure yapıyorum ;) Diğerlerinden sınıfı geçemem belki ama bu geldi aklıma yazdıklarınızı zevkle okurken :) Böylelikle kendimi terbiye ediyorum, aceleciliğimi, sabırsızlığımı, nefsimi terbiye ediyorum....
Ve ben de köydeki o her kapı önünde olan vita vağlarının içindeki sardunyaları, cam güzellerini çok özlüyorum. Sardunyalardan, cam güzellerinden birer kök verirken, verilenin sadece çiçek olmadığı zamanları çok özlüyorum...
Çok güzel işlemişsiniz yine, misler gibi, pırıl pırıl, ellerinize sağlık Dolunay hanım, sevgiler çok...
Cafe Nohut , sevgili Ayda teşekkürler. haklısın büyüdük.
Serra Güler teşekkürler. Belki 30 yıl sonra çocuklarımız benzer duygularda olacak. Herşey çok hızlı değişiyor.
Sevgili Cihan hanım ,dünyada cenneti de, cehennemi de yaşıyoruz.Önemli olan -bence- sonuçta nasıl ders çıkardığınız. Bazen o değnekler canımızı çok yakıyor ama, tevekkülle katlanmaya çalışıyoruz. Sevgiler.
Sevgili Ahu, kitabı sipariş ettikten sonra günler geçmek bilmedi. Her gün postacının yolunu bekledim. Dediğin gibi çok güzel projeler var. Dayanamayıp elimdekileri bırakıp işledim. Sevgiler.
Gürşen teşekkür ederim.
Cicideko teşekkür ederim. Hayata ilişkin çok büyük hayallerim olmasa da bir gün kuzineli bir mutfağım olmasını çok istiyorum. Kuzinenin üstünde kaynayan çaydanlık, kuzineye atılan kestane, patates, hemencecik yapılan börekler...Belki bir gün. Sevgiler.
Mavii teşekkürler. Bizler çok kıymet bilemedik. Umarım sizler bilirsiniz. Sevgiler.
Nurser teşekkürler. Çarpı işi zor değil. Hep söylediğim gibi sadece sabır ve biraz dikkat.
Yok geç değil. Sizlerin bize göre daha kıymet bilir olduğunu görüyorum ve seviniyorum. Sevgiler
Nilgün Bilgi teşekkürler.
hayat çok hızlı aktı. Haklısınız , şartlar çok ağır. Ama bir yavaşlama dönemi gelir, o zaman ne yapmak isterseniz yaparsınız. Sevgiler.
Lolipu, sevgili Simin teşekkürler.
Aytaçgillerin Melek, sağol arkadaşım. Sen de iyi ki varsın hayatımda. Adı gibi melek arkadaşım.
Sevgili Esen Can ,sen iyi bir kadınsın. Başka kadınlar bir çorba yapmaya bile üşenirken- mesela ben yemek yapmaktan hiç hoşlanmıyorum.- sen aşure yaparken kendini eğittiğini söylüyorsun. Bana göre büyük bir meziyet. Her devrin ,dönemin bir güzelliği var. Belki bundan 10 sene sonra bu günlere hasretle bakacağız.Benden de çok sevgiler.
Sevgili Dolunay Hanım,uzun süredir ilgiyle merakla izliyorum bloğunuzu.Harika şeyler yapıyorsunuz ama yazılarınız onlara hayat veriyor onları okumaktan ayrıca keyif alıyorum.Ellerinize ve yüreğinize sağlık.
Hello, your blog is fantastic. I love your style and your beautiful work, congratulations. Kisses.
Follow me and I will follow you back.
http://redecoratelg.blogspot.com.es/
Yorum Gönder