Merhaba blog,
Biz bu günlerde hiç iyi değiliz.Herkesin yüreğine kocaman bir taş oturdu.Ne ağzımızın tadı tuzu var , ne gülesimiz var.Hatta gülenlere kızasımız var.Canım diyene canın çıksın diyesimiz var.Alıp başımızı dağlara taşlara gidesimiz var.Böğüre böğüre ağlayasımız var.İsyan edesimiz var.Oh oldu onlara diyenlere kendine gel diyesimiz var.Sorunları çözmeyenlere yeter artık diye haykırasımız var.Kolonları kesenleri kolonlara bağlayasımız var. Depremde yerle bir olan köye gidip size cillop gibi evler yapacağım diyen Şehircilik Bakanına bakasımız var.Her gün birer ikişer kırılan fidanlara kelle diyenlere dilimizin lal olası var.Gönderilen çadırların iki günde gitmediği köyler var.
'Tutkuyla sevdiğimiz ,yalnız ve güzel ülkemiz' de gülsün artık diyesimiz var.

İşte öyle sevgili blog.Herkes üzgün ,herkes depresif.Geçecek,bir kaç gün sonra her şey normalleşecek.
Ya o anneler,babalar,kardeşler,eşler,çocuklar.Oğullarına zarar gelmesin diye onları bisiklete bile bindirmeyen anneler?Onlar da eskisi gibi olacaklar mı?

Bense sevgili blog ,çıkmaya çalışıyorum bu karanlıktan.Blogları geziyorum.Bütün blog arkadaşlarım üzüntülü ve isteksiz.
Belki onları ve kendimi motive edecek bir şeyler yapabilirim.Ne mi?
Benim çok sevdiğim etamin tasarımcısı Jeremiah Junction'ın bir şablonunu onlara hediye edebilirim.





Şablondan bir detay.



Açıklamasından bir detay.



Şablonu hediye edebilmem için tek istediğim yazımın altına yorum bırakılması.İzleyicim olmaları,bloglarında bahsetmeleri vesaire gerekmiyor.Ne isterlerse, sadece adlarını bile yazabilirler.
Çekiliş 1 Kasım 2011 saat 24.00'e kadar yapılan yorumları kapsayacak.Daha sonra kazananı bildireceğim.


Sevgili blog,belki arkadaşlarımın neşesini bu etaminler biraz yerine getirir.Ne dersin?

KURABİYE KOKUSU

Güzel bir sonbahar sabahından merhabalar,

Güzel yorumlarınızı okudum.Herkesi teker teker kocaman kucaklıyorum.Herkese ayrı ayrı cevap vermek isterdim ama,bu 15 günde bir yoğunluk yaşadım.Ne yaptın derseniz,göze görünen bir şey yok.Ortada koşuşturan ben, sonuç ?
Bir düğün,bir taziye ziyareti.Bir kaç günlük grip kırgınlığı ki,hala devam ediyor.İki günlük şiddetli migren atağı.Ama Allaha şükür ki başka sağlık problemi yok.Bunlar olacak şeyler.
Onbeş yıl aradan sonra çok istediğim patchwork kursuna tekrar başladım.Ankara'da patcwork konusunda bir numara olan Günsu Güngör' e gidiyorum.Günsu'nun adresi de bu: http://www.gcpatchwork.com/about-our-studio/
Hadi bana kolay gelsin.
Bu arada,bloğumu ziyaret eden,yorum bırakan herkesi vakit buldukça ziyaret etmeye çalışıyorum.Ziyaret ettiklerime yorum bırakamıyorsam lütfen bunda kasıt aramayın.Kabalık etmek yada başka bir olumsuz duygum yok.Blog aleminin görgü kurallarını yeni yeni öğreniyorum.Herkes kendince bir şeyler yapmaya çalışıyor.Beğenmemek yada küçümsemek haddim değil.
Benden şablon isteyen yada blogda şablonları yayınlamamı isteyen arkadaşlar oluyor.Biliyorsunuz telif hakları nedeni ile şablon yayınlamak sıkıntılara neden olabilir.O yüzden yapamıyorum.
Ama mail ile gecikmeli de olsa arkadaşların isteklerini yerine getirmeye çalışıyorum.
Bunları söylemek istedim.Çünki kaba yada kırıcı olmak istemiyorum.

Country tarzı çok seviyorum.Hoş ben bir sürü şeyi çok seviyorum.Mesela....

Bu askımı,








Kuki süslerimi,


Bu sweet home yazan tepsimi,



Bu kuki süslerimi,

Jeremiah Junction etaminlerimi,









Hepinize kurabiye kokulu hafta sonları.

MASAL II

Bu masal ne pamuk prenses,ne külkedisi,ne rapunzel masalı.Bu herkesin kendinin yada yakınındakilerden birinin,komşusunun,iş arkadaşının,çocukluk arkadaşının yaşadığına benzer bir masal.Belki tanık oldunuz,belki masalın kahramanlarından biriyle aynı duyguları yaşadınız.Anlatıcının amacı duyguları ajite etmek değil,sadece paylaşabilmek.

Bundan tam 31 yıl önce;Nilüfer ve Mehmet'in esmer çekik gözlü kızları -Anneannesinin deyimiyle capon kraliçesi-üniversiteyi kazanmıştır.Daha 17 yaşındadır.Geleceğe ilişkin çok güzel ve büyük hayalleri vardır.Okulunu çok sever.Yeni arkadaşlar edinir.Bunlardan biri onun için çok özel olacaktır.
Ülkenin o yıllardaki koşulları karışıktır.Üniversitelerde okumak zordur.Mürüvvet ve Şinasi'nin sarışın kıvırcık oğulları da o zorlu koşullardan geçmektedir.Ama 1980 darbesinden sonra yolu bir şekilde Nilüfer ve Mehmet'in kızının okuduğu okula öğrenci olarak düşer.
Arkadaştırlar,gençliğin o güzel ve tüy gibi hafifliğini yaşarlar.Okullar biter, işe girerler.Ömür boyu birlikte olmak isterler.

Esmer çekik gözlü kızla sarışın kıvırcık saçlı oğlan evlenirler.Evlerinde aileleri,arkadaşları,işleri,güçleri ile mutludurlar.Zamanı gelir.Aileye bir bebek katılır.

Kapkara uzun saçlı,kara gözlü ,fındık burunlu oğlanla mutlulukları katlanır.Doğa bebek annesinin ve babasının sevinci olur.
Ama,Doğa bebek hastadır,çok hastadır.Esmer kız ve sarışın oğlan deliye döner.Doktorlar  biz elimizden geleni yaparız,ama......,derler.
O ama yıkar esmer kız ve sarışın oğlanı.Gün gelir Allah alır yanına Doğa bebeği.O benim Meleğim,O'nun yeri benim yanım der.
Bu arada esmer kız tekrar hamiledir.Doğa bebek melek olduktan 35 gün sonra vaktinden önce Ulaş bebek gelir.Bu bebek kızıl saçlı,hareketli,güleç,pozitif bir bebektir.Anne ve babasına cansuyu olur, umut olur,sevinç olur,amaç olur,hayat olur.





Aradan 22 yıl geçer.Anlatıcı bunları ilk defa yazıya döker.Kilitli kalbini ve dudaklarını açar.Sesi titremeden,burnunun direği sızlamadan,boğazına yumru oturmadan ilk defa anlatır bunları.
Anlatıcı bu masalı niye anlatmıştır?
Çünki;
Esmer kızla sarışın oğlan evleneli 25 yıl olmuştur.1 Ekim onların evlilik yıldönümüdür.
Bu 25 yılda ölümler,hastalıklar görmüşler,ama el ele üstesinden gelmeye çalışmışlardır.Ev,araba,para pul biriktirmemişlerdir.
Onlar sevgi biriktirmiştir , dost  biriktirmiştir.Merhametli,onurlu,vicdan sahibi,acıma duygusu olan bir çocuk yetiştirmeye çalışmışlardır.





İyi ki varsın hayat arkadaşım,
İyi ki varsın yol arkadaşım,
Dilerim bundan sonraki 25 yılımız da sağlıkla ve aynı mutlulukla geçer.

Belki anlatıcı size başka masallar da anlatır.Ben onun adına size söz veremem.Anlatıcının başka hayatlara dair çok masalı var.Belki bir gün ,anlatıcı paylaşmaya hazır olduğunda...

Yine gökten üç elma düşsün.Biri okuyanlara,biri anlatana,biri de siz kime isterseniz ona.