23 Haziran 2013 Pazar

MANOLYALAR

Günaydın,
Olağanüstü günler yaşıyoruz. Bir tarafım endişeli, içim çok acıyor.
Bir tarafım umutlu, güzel günler göreceğiz diyor.
Bloğumu karatmadım. Bloğumu karartmanın, korku ve endişeden beslenenlerin istediği şey olduğunu düşündüm. Benim için bloğumun açık olması her şeye rağmen ben buradayım ve direniyorum demenin yollarından bir tanesiydi.
İzleyicilerim arasından ayrılanlar oldu. Facebook'tan arkadaşlar arasından ayrılanlar oldu. Kimse benim gibi düşünmek zorunda değil. Hepsine saygı duyuyorum. Benimle aynı fikirde olmadıklarını bu şekilde sakince belirttiler.
Ama bana ve arkadaşlarıma gelen bazı yorumlar saygı ve terbiye sınırlarını zorluyordu.
İlk gününden itibaren bu direnişe kadınların sahip çıktığını düşünüyorum. Ama kadınların kıskançlığı ve nobranlığı da beni çok şaşırttı.
Özellikle Facebook'ta yapılanlar. Kendi arkadaşlarınız paylaşım yaparken alkış, başka insanlar yaparken -en hafifi duyarsız olmak üzere - hakaret.
Bir şey yanlışsa kendi arkadaşınız da yapsa ,başkası da yapsa yanlıştır.
Herkesin biraz daha objektif olarak olaylara bakmasını diliyorum.
 
Geçen günlerde okuduk, izledik ,paylaştık, konuştuk, tartıştık, ağladık, güldük, gurur duyduk.
Hala okuyorum, izliyorum, paylaşıyorum, ağlıyorum, gülüyorum ve halkımla gurur duyuyorum.
 
Sıkıntılı günlerde benim için en iyi terapilerden biri de çarpı işi yapmak. Çok kendimi veremesem de yapmaya çalışıyorum. Bu manolyaları da çok severek yaptım.

IMG_3361 IMG_3355
IMG_3365

IMG_3366

IMG_3362

IMG_3359

IMG_3368

IMG_3364 Hoşçakalın.

8 yorum:

Nilgün Torunoğlu dedi ki...

Buraya uğramak bana her zaman çok iyi gelmiştir. Bir pazar öğleden sonrası iki arada bir derede göz bloglara atabildim ve sizden bir ses bir nefes gördüm. Çarpı işindeki maharetinize hala hayranım ve hala şaşabiliyorum ,bu kadar güzel işi bu kadar kısa zamanda nasıl üretebiliyorsunuz ?
Maşallah size... Bizimle bu güzellikleri paylaştığınız için de çok teşekkür ederim.
Ülkemin sıkıntılı sancılı günleri hakkında her söylediğinize gönülden katılıyorum. Keşke birbirimize karşı daha anlayışlı daha hoşgörülü olabilseydik. Biz kadınlar barışı kurabilirdik oysa ki...
Sevgilerimle!

Nilgün Torunoğlu dedi ki...

Aman Allahım aceleden saçmalamışım. Bloglara göz atabildim diyecektim :(

Adsız dedi ki...

dolunay hanım yine döktürmüşsünüz. çok ama çok zevkli işler yapıyorsunuz. sizi kutluyorum.
daha aydınlık, uygar, özgür Türkiye'de mutlu mutlu elişlerimizi üretmek dileğiyle. . .
Bahar Öcal

Unknown dedi ki...

her zamanki gibi muhtesem...
soyliyecek soz bulamiyorum...
paylastiginiz fikirlere butun kalbimle katiliyorum.
guzel,ferah gunlere diyorum
sevgiler

Elisi Defteri dedi ki...

Dolunaycığım tamamen aynı duygular içindeyiz, yazdıklarına yürekten katılıyorum. Ama endişe duymuyorum ben, vatanını, ülkesini, cumhuriyetini, bayrağını, ATA'sını seven tüm kalpler için aydınlık günler çok yakındır.
İşleme herzamanki gibi çok zarif ve güzel olmuş canım, ellerine sağlık. İyi ki böylesine güzel hobilere sahibiz, hem kendi adıma hem de sevdiklerim adına çok mutluyum bu yüzden. Kolay gelsin hepimize, kocaman sevgilerimle.

evcilik dedi ki...

Harikasın Dodo'cuğum,çok beğendiğim ve bi türlü cesaret edip başlayamadığım manolyaları yapıp,bitirmişsin bile.Ne diyeyim canım,ellerin dert görmesin,bu güzellikleri üreten eller pek yok çünki...
Unfollow edenleri takma bende de var onlardan bidolusu ama onların göstermeyi beceremedikleri saygıyı duyuyorum bende..
Hani bir söz varya ''Düşüncelerine katılmıyor olabilirim ama düşünceni savunma hakkına sonsuza kadar katılırım'' diye..İşte bunu öğretsek kafi..Düşüncemizi savunma hakkımız olduğunu kabullenseler yeter am bu erdemliği bile gösteremiyorlar..Offf ne çok doluyum ben ya...

Adsız dedi ki...

Dodocum

Kafana tokadan baska birsey takma....

Aytacgillerin melek

tarchinbyseden dedi ki...

Yine çok güzel olmuşlar Dolunaycım. Çarpı işi yapmayalı epey oldu beni özendirdim kalktım gittim kit aldım bir arpa bpyu yol gidemiyorum birtürlü :) senin sabrın asla bende olamadı zaten :) Yazdıklarına gönülden katılıyorum. Hepimiz elimizden geleni yaptık diye düşünüyorum ve hala yapıyoruz. Ancak özellikle facebook'da bir takım klavye şovalyeleri türedi. Hatta ben onlara facebook dikdatörü diyorum, sözüm meclisten dışarı. Onu paylaşma, bunu neden paylaştın, neden yazdın neden çizdin, neden boyadın, neden işledin... Hani yağmurdan kaçarken doluya yakalanmak bu. Elbette hepimiz hertürlü endişeyi içimizde taşıdık ve taşıyoruz. Uzun zaman ben de sadece olaylarla ilgili şeyler paylaştım. Ama bu zoraki değil başka şey paylaşasım gelmediğindendi. Sosyal medyada faydalı olmaya çalıştığımdandı, çünkü elimden fazlası gelmiyordu. Ama bu demek değil ki insanşları bu yüzden dar kalıplara sokma hakkım var. Elbette herkesin kendince bir direnişi vardı, bunu göstermek ya da göstermemek kişiye kalmıştı. Ay saçmalamaya başladım Dolunayım sen anladın beni :) ayrıca özledim seni temmuzun ikinci yarısı ankaradaysan görüşelim mutlaka :)