
Bol bol okudum,güneşlendim ve gezdim.Görmediğim ve merak ettiğim Foça'ya gittik.Güzel ve şirin bir Ege kasabası.Rüzgarı çok güzel ama bir süre sonra sersemledim.Bilmiyorum sürekli öyle midir?Yolu berbat.Trafik berbat.O yolu çekenlere kolay gelsin.İzmir'in içine girmedik ama, İzmir ne kötü şehirleşiyor.Biraz hayal kırıklığına uğradım doğrusu.



Eski Foça'ya sadece bir kaç saat ayırabildik.Daha hareketli ve daha kalabalık.Eski taş evlere bayıldım.Fotograf makinamın azizliğine uğradım.Hiç fotograf çekemedim.Bir dahaki sefere inşallah.
Yeni Foça'da en ilgimi çeken şey mezarlık oldu.Tarihi mezarlık koruma altına alınmış ve sit alanı.


Yanlış bilmiyorsam , bu mezar başları ölen kişinin toplumdaki statüsünü belirtiyor.Keşke biraz Osmanlıca bilseydim.Mezar taşlarını okuyup o hayatları ,neler yaşadıklarını kurgulasaydım.

Sonra Bodrum'a geçtik.Bodrum'u çok seviyorum.

Bodrum Kadıkalesi'nde can arkadaşımın çok şık bir evi var.Sağolsun bu sene de bir kaç gün bizi ağırladı.










Bodrum'un simgesi begonviller.Renk renk...










Arkadaşımın evinin bahçesinden ve siteden bir kaç resim.



Bodrumda gün batımı..

Bu şirine de Tarçın.Oyuncu,sakin ve çok sevecen bir köpek.
Bu kadar gezi yazısı yeter.Etamine yeni başladığım dönemlerde çok beğenerek yaptığım,daha sonra nasıl değerlendireceğimi bilmediğim panolarım vardı.Daha sonra kasnak çerçevelere kumaş geçirdim.Kumaşların üzerine de kumaş yapıştırıcısı ile etaminleri yapıştırdım.Çok içime sindiğini söyleyemem.Ama hiç yoktan iyidir.




Bunlar da hazır kit halinde satılan etaminlerden.Çerçevesi içinden çıkıyor.Ben de kadife bir kurdela ile tamamladım.



Hiç ahşap boyamasız olur mu?



Çerçeve (Folk Art Linen rengi) boyandı,beyazla stencil yapıldı.Zımpara ile eskitildi.Kümes teli çerçevenin arkasına koltuk zımbası ile sabitlendi.(Bildiğimiz zımbanın koltuk kaplamak için kullanılanı.Özel bir adı varsa da ben bilmiyorum)Ahşap kız ve çiçekler sabitlendi.Kızın eteğine fisto yapıştırıldı.
Şimdilik bu kadar.Ankara'ya dönünce görüşürüz....